CEYLAN ADANALI KABADAYIOĞLU FENERBAHÇE DERGİSİNDE

CEYLAN ADANALI KABADAYIOĞLU FENERBAHÇE DERGİSİNDE

HAYATI TÜRK BAYRAĞI VE FENERBAHÇE BAYRAĞI ALTINDA GEÇEN BİR CUMHURİYET GAZETESİ YAZARIYIM.
 
Cumhuriyet Gazetesi Yazarı, Darüşşafaka Cemiyeti Genel Kurul Üyesi, Anabilim Eğitim Kurumları İcra Kurulu Üyesi ve Ceylan Adanalı Eğitim Merkezi Kurucusu Eğitimci Ceylan Adanalı Kabadayıoğlu ile Fenerbahçe tribünlerinde keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Fenerbahçeli öğrencilerin Ceylan hocası Fenerbahçemizin ülkemizdeki misyonunu ve toplumumuza katkılarını hem bir gazeteci hem de bir eğitimci gözüyle pedagojik perspektiften değerlendirdi.

Kendinizi tanıtır mısınız?

Hayatı Türk bayrağı ve Fenerbahçe bayrağı altında geçen bir Cumhuriyet Gazetesi Yazarıyım. 
1973 İstanbul doğumluyum. Manastır mübadele kahramanlarından birinin kızı olan Selanikli bir anneyle, Türk Sanat Müziği Radyo Sanatçısı bir babanın kızıyım. Fenerbahçelilik bana rahmetli babam Nedim Adanalı’dan miras.
Cumhuriyet Gazetesi’nden önce Radikal Gazetesi ve CNN Türk’te Türkiye’den ve Dünya’dan eğitim konusunda araştırmalar ve eğitim yazarlığı yaptım. Darüşşafaka Cemiyeti Genel Kurul Üyesi ve Anabilim Eğitim Kurumları İcra Kurulu Üyesiyim. Esasen ingilizce matematik öğretmeniyim. Ulusal ve uluslararası sınavlara hazırlık programları veren, her ilkokul ortaokul lise öğrencisinin kişilik özelliklerine ve akademik yapısına uygun olarak okula destek programları biçimlendirip uygulayan ve 22 yıldan bu yana Fenerbahçe Kalamış’ta hizmet veren Ceylan Adanalı Eğitim Merkezi'nin kurucusuyum. 
Öte yandan elimde bavulum; davet edildiğim söyleşilere programım elverdiğince icabet etmeye çalışıyor, eğitimle ilintili olan konularda Türkiye’nin dört yanında kalabalık kitlelere konferanslar veriyorum. 

BENİM BÜYÜDÜĞÜM EVDE TÜRK BAYRAĞI DA FENERBAHÇE BAYRAĞI DA BELDEN AŞAĞI KONMAZDI

Bu kadar yoğun iş hayatınızın içerisinde Fenerbahçe hayatınızın neresinde ve sizin için ne ifade ediyor?

Bu yoğunlukta Fenerbahçe hayatımın herhangi bir yerinde değil, bilakis HAYATIMIN TAM MERKEZİNDE! 
Benim doğup büyüdüğüm evde Türk bayrağı da Fenerbahçe bayrağı da belden aşağı konmazdı. Milli bayram sabahları Türk Bayrağı, Fenerbahçe maçı sabahları ise Fenerbahçe Bayrağı aynı özenle ve saygıyla ütülenir, pencereye asılırdı. Benim evimde bayram sabahları nasıl uyanılırsa Fenerbahçe maçı sabahları aynı neşe ve coşkuyla uyanılırdı. Bir Fenerbahçeli’ nin sahip olabileceği en paha biçilmez değerdir ki; ömrüm bu camianın tarihine adını altın harflerle kazıyan efsane isimlerle geçti. Hayatımın her kırılma noktasında hepsinin önemli rolleri vardır.

Nikahım Fenerbahçe’nin birçok efsane futbolcuları ve yöneticilerinden oluşan kalabalık bir şahit grubuyla Fenerbahçe 100.yıl marşıyla kıyıldı.  22 yıl önce dershanemi açtığımda dönemin tüm sporcuları ve yöneticileri hiç tereddüt etmeden çocuklarının torunlarının geleceklerini bana emanet ettiler. Ceylan Adanalı Eğitim Merkezi de ben de o çocuklarla birlikte büyüyüp olgunlaştık. Ne mutlu ki dershanem o gün bugün hala Fenerbahçe Kulübü’nden tüm dostların, yöneticilerin, eski sporcuların ve ailelerinin buluşma noktasıdır. Ceylan Adanalı Eğitim Merkezi bugün herkesçe tanınan ve bilinen bir kurumsa Fenerbahçe Kulübü’nün yöneticilerinin bana olan güveninin bunda payı gerçekten büyüktür. 

Şimdi anlatırken bir anda aklıma geldi… Zamanında FB TV’de sevgili Feryal Pere’nin Yüksek Kramponlar adlı bir programı vardı. Düşünün ki Onun bir bölümünü bile “Maç günleri çubuklu formayla maça gelinen bir dershane burası” diyerek velilerimiz Eşref Aydınlar, Selçuk Yulalar, Mikro Mustafalar, Puşkaş Ergunlar ile dershanemde çekmiştik. Yazık ki o günkü isimlerden sadece Ergun ağbi hayatta şu an.

ÜLKER ARENA KÜRSÜSÜNDEN GÖRDÜĞÜM 15BİN KİŞİLİK OLAĞANÜSTÜ TABLO SADAKATİN VE FARKINDALIĞIN EN GÜZEL FOTOĞRAFIYDI

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününde kulübümüzün ev sahipliği yaptığı dev organizasyonda Ülker Arena kürsüsünden 15bin genel kurul üyemize seslendiniz. Fenerbahçe için “en büyük sivil toplum örgütü” dediniz. Bu anlamda “Hedef 1 Milyon Üye Projesi”nin Fenerbahçe’mize ne gibi katkıları olacağını düşünüyorsunuz?
Evet 8 Mart gecesi inanılmaz bir geceydi. Konuşmak üzre kürsüye çıktığımda gördüğüm o olağanüstü tablo; sevginin, sadakatin, bağlılığın, vefanın ve farkındalığın en güzel fotoğrafıydı. Hele dünyanın önünde eğildiği tek lider Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde hanımı andığımdae on binlerce kadının ayağa kalkıp salonu inletircesine gözyaşlarıyla alkışlaması! Bir kez daha “İşte Fenerbahçe Kulübü” dedim. 

Dünyanın her yerinde bu böyledir ki; bir ülkenin bu çaptaki spor kulüpleri o toplumun bütünleşmesinde, toplumun kanayan yaralarına ilaç olmasında en etkin role sahip yegane unsurlardır. Ülkenin bir yerinde birinin canı yanar, o spor kulübünün de orada canı yanar. Bu hep böyledir ve hep böyle olmalıdır. Bu anlamda ülkemizin bize, yani kulübümüze çok ihtiyacı var. Biz bunun bilinciyle hareket eden bir spor kulübüyüz. Ama hala ülkemize yapacağımız çok işler var. Ben bu anlamda; “Hedef 1 Milyon Üye Projesi”nin Fenerbahçe’mize olduğu kadar ülkemize de değerli ve bulunmaz katkılar sağlayacağına inanıyorum. Aramıza katılacak olan farklı meslek mensubu bireylerin, farklı beyinlerin, farklı birikim ve tecrübelerin önce Fenerbahçe’mizin sorunlarına, sonra da ülkemizin sorunlarına farklı çareler ve çözümler üretebileceğine yürekten inanıyorum.

Türkiye’nin en çok okunan gazetelerinden birinde eğitim yazarısınız. Hem bir eğitimci hem de bir gazeteci olarak Başkanımız Aziz Yıldırım’ın Fenerbahçe’mizin ve ulusumuzun aydınlık ve çağdaş geleceği için attığı bir başka dev hamle olan Fenerbahçe Üniversitesi’nin toplumumuza sağlayacağı katkıları nasıl değerlendirirsiniz? 

Yazık ki 12 yılda 14 kez eğitim sisteminin değiştiği, Milli Eğitim Bakanlığının en sorunlu bakanlıklarımız arasında yer aldığı bir ülkede yaşıyoruz. Uygulanmasına 5 ay kala, üstelik ÖSYM başkansızken YGS iptal oldu ve sınav sistemi değişti. 2016 yılında üniversitelerin kontenjan açığı %7 iken sadece 1 yıl sonra bu açık %18 gibi bir artış gösterdi. Bugün ise maalesef bu oran %25lerde. 

Böylesi bir tabloda, hele İstanbul gibi bir metropolde üniversite açmak son derece cesaretli ve dediğiniz gibi bir o kadar da dev bir hamle. Ama biz Fenerbahçe Spor Kulübüyüz. Daha iyisini yapmak varken azla yetinmek bize göre değil. OECD ülkeleri arasında hala eğitime en az bütçe ayıran bir ülkede yaşıyor olmamıza rağmen bu ülkenin en büyük sivil toplum örgütü olarak ciddi bütçeler ayırıp ciddi mesailer verip bir üniversite açmak, bir nevi ülkemizin eğitim alanındaki çalışmalarının bir parçası olmak bizim  bu ülkeye görevimiz. 

Ülkemizdeki diplomalı işsizlerin sayısı son 5 yıldır akıl almaz bir artışta. Bunun ve yukarıda saydıklarımın en önemli sebeplerinden biri yeni kurulan üniversitelerin; bulundukları şehrin demografik yapısına, coğrafi konumuna ve mesleki ihtiyaçlarına dair swot analizi yapmadan, arz talep dengesi gözetmeden fakültelerini ve bölümlerini açıyor olması. 

Fenerbahçe Üniversitesi’nin açılacak olmasına bu bilinçle bakacak olursak kulübümüzü fevkalade meşakatli ve zorlu bir sürecin beklediğini söyleyebilirim.  Özellikle eğitimci, akademisyen ve toplum bilimci genel kurul üyelerimizin elini taşın altına koyması, bilgi birikim ve tecrübelerini koşulsuzca kulübümüze akıtması gerek. 

TÜRKİYENİN NERESİNDE KİME KONFERANS VERİRSEM VEREYİM SOL YAKAMDAKİ ATATÜRK ROZETİ VE FENERBAHÇE ROZETİ BENİM YEGANE TOTEMİM 

Bize Fenerbahçe ile ilgili unutulmaz bir anınızı anlatır mısınız?

Unutulmaz deyince burnumun direği sızlıyor. Çünkü kulübümüzde çok değerli emekleri olan ama şu anda aramızda olmayan öyle isimlerle anılarım var ki, saymakla bitmez. O yüzden bizi üzecek değil, gülümsetecek bir anı anlatayım. Bu anımı birkaç ay önce Faruk Ilgaz Tesislerindeki bir konferansımda da anlatmıştım. Hatta konuştuğum kürsüden o güne ait fotoğrafımı da paylaşmıştım. 
Dediğim gibi Türkiye’nin dört yanında konferanslar veriyorum.  Bu konferanslarda şehir, ülke, konu ne olursa olsun illa ki sol yakamda Atatürk rozetim ve Fenerbahçe rozetim vardır. Onlar yıllar yılı benim en büyük totemim. 

Yıllar önce bir kurumda bir konuda konuşma yapacağım. Konuşma öncesi kurum yetkilisi ile görüşmemiz var. Görüşmeye yine hiçbir ceketimin yakasından çıkarmadığım Fenerbahçe üye rozetim ile gittim. Yetkili Fenerbahçe rozetimden rahatsızlık duydu ve dolaylı olarak bana, vereceğim konferansta kürsüde bu rozeti takıp takmayacağımı sordu. Yetkiliye; kendisini rahatsız ettiyse konferansta rozetimi takmasam da olacağını belirttim. O sabah evden çıkarken gerçekten de rozetimi takmadım. Ama konferansa giderken lacivert ceket pantolon ve sarı gömlek giydim !!! Kürsüye çıktığımda söz konusu yetkilinin yüzünü unutmam mümkün değil. Rozetimi taksaydım o koca salonda belki önlerde oturan birkaç sıra o küçük rozeti görüp Fenerbahçeli olduğumu anlayacaktı. Oysa o konferansımda en önden en arka sıraya dek herkes Fenerbahçeli olduğumu anlamıştı.